Thursday, February 19, 2015

Mavi Karanlık

Mavi Karanlık okuduğum üçüncü Vedat Türkali romanı (diğer ikisi Bir Gün Tek Başına ve Kayıp Romanlar). Bunu Kayıp Romanlar'dan daha çok sevdim. Bir Gün Tek Başına zaten en sevdiğim romanlardan biridir. Mavi Karanlık ona yakın bir roman. Bazı karakterler bana Bir Gün Tek Başına'dakileri anımsattı.

Mavi Karanlık Bodrum'da geçiyor. 80 ihtilalinin hemen öncesinde Psikoloji mezunu Nergis ve Fizikçi sevgilisi Korhan kente geliyorlar zira Korhan ölüm tehditleri almaktadır. Ancak Bodrum her ne kadar Ankara ve/veya İstanbul kadar tehlikeli olmasa da farklı tehditler vardır orada. Nergis'in anne ve babası boşanmış ve her ikisi de ayrı ayrı Bodrum'a gelmiştir. Annesi genç sevgilisi ile Babası ise fırsatını bulduğu kadınlarla birlikte olmaktadır. Baba Muhtar bana Kenan'ı anımsattı. Hayat gaileleri ve zevkleri (Muhtar bir tekne yaptırmakta ve finansal sıkıntılar çekmekte) inanışlarının ve vicdanının önüne geçmekte ve her ne kadar bu onu rahatsız etse de, herşeye rest çekmesine sebep olacak kadar olmamaktadır bir türlü.

Bu arada Bodrum'da Nergis'in eski sevgilisi (ilk aşkı) Özgür vardır. Maddi sıkıntısı olmayan bu genç adam resim, heykel yapmakta ancak daha çok kendi küçük teknesi ile zıpkın ile balık avlama, yüzme vs. gibi şeylerle gününü gün etmektedir.

Romanda Korhan çok zeki, bilgili ve düşüncelerini ve inanışlarını içselleştirmeyi başarmış bir karakter. Nergis'i çok seviyor ancak bu sevgiyi kendisi için önemli diğer şeylerin önüne geçirmiyor.

Özgür o şeytan tüyü var dediğimiz tiplerden. Hayatta amacı keyif ve macera olan, yakışıklı ve hayvansal bir çekiciliği olan bir adam.

Nergis çok karmaşık ve sorunlu bir karakter. Ailesi tarafından çok sevilmiş ancak üzerine düşülmemiş, genç yaşta olgunlaşmış ve bağımsız bir kadın. Ancak çelişkiler içerisinde. Sadece Korhan ve Özgür ve onların temsil ettikleri arasında değil, kendi istekleri ve beklentileri içerisinde de gelgitler yaşıyor.

Bayılıyorum Vedat Türkali'nin karakterlerinin içsel düşünce akışlarını okumaya. Zaten o yüzden bu romanları sinemaya aktarmak mümkün olamıyor. Bu romanın sonu uçuk bitti ama ben çok keyif aldım okurken. Tavsiye ederim. 

No comments:

Post a Comment